VİRANÎ
(16-17.yüzyıl)
116. yüzyılın sonlarında doğduğu bilinen Aşık Virani, Eğriboz adasında doğdu. Virani’nin gerçek adı bilinmiyor. Genellikle, Virani, Aşık Virani,Viranî Baba gibi lakapları kullanmış Hurûfilik inancına bağlı bir Bektaşî babasıdır. Arapça, Farsça, Osmanlıca ve Türkçe dillerine hakim olduğu görülüyor.
Aşık Virani, küçük yaşlardan itibaren tasavvuf eğitimi almaya başlamış. Birçok ünlü âlimden icazet alarak, dini eğitimler vermiş. Necef’te din eğitimi vermiş, Kerbela’yı ziyaret etmiş ve burada bir süre kalmış. Bektaşiliğin ikinci büyük ismi olan Balım Sultan’dan el alarak, Bektaşiler arasında önemli bir yere sahip oldu. Necef’teki Bektaşî Tekkesi şeyhliğinde bulunduğu ve Şah Abbas (1587-1628) ile görüştüğü rivayet olunur. Hayatını dini eğitim alarak ve bu eğitimleri yayarak geçirmiş olan din önderi şair, Bulgaristan’da da bir süre kaldı. Deliorman’da yer alan Demir Baba Tekkesi’nde de bir süre bulunmuş ve kendisinden de icazet almış. 17. Yüzyılın başlarında, Karlıova Hafızzade Türbesi’nde rahatsızlanarak, hayatını kaybetti. Mezarı da bu türbenin avlusunda bulunmaktadır.
Virânî’nin, Hurufilik akidelerini gösteren bir Risalesi ve kırk kadar şiiri içine alan küçük bir divanı vardır. Genellikle, aruz ve hece ölçüsüyle şiirlerini yazan şair, hem halk edebiyatında, hem de klasik edebiyatta oldukça önemli bir yer edindi. Eserlerinde genellikle dini ve tasavvufi konuları işlemiştir. Bektaşiliğe ve Ali’ye olan düşkünlüğü, şiirlerinde oldukça ön plana çıkmaktadır. Samimi ve eğitici bir dille şiirlerini kaleme alan Virani, aruz ölçüsüyle yazdığı şiirlerinde, ağır bir dil kullandığından dolayı, bu şiirleri halk arasında fazla bilinmemektedir. Bu şiirlerinde, eğitimini aldığı tasavvufi terimleri oldukça sıklıkla kullanmıştır.
Virani’nin günümüze kadar ulaşmış çok az edebi eseri bulunmaktadır.